-
1 kalbi çarpmak
-
2 kalp
се́рдце (с)* * *I озвонч. -bi1) се́рдцеkalbi atmak — би́ться ( о сердце)
kalp uzmanı — кардио́лог
kalp sesleri — мед. шумы́ в се́рдце
2) разг. больно́е се́рдцеkalpten öldü — он у́мер от [боле́зни] се́рдца
kalbi var, o dağa çıkamıyor — у него́ больно́е се́рдце, он не мо́жет идти́ в го́ры
3) перен. се́рдце, душа́kalpten — от всего́ се́рдца, серде́чно
kalbini açmak — раскрыва́ть та́йну се́рдца
onda kalp denen şey yok — у него́ нет се́рдца
4) перен. се́рдце, центрTürkiye'nin kalbi Ankara — се́рдце Ту́рции - Анкара́
••- kalbini çalmakkalbi yıkmak kolay, yapmak zor — погов. разби́ть се́рдце легко́, напо́лнить се́рдце сча́стьем - непро́сто
- kalbi çarpmak
- kalbi dayanmadı
- kalbine doğmak
- kalbe dokunmak
- kalbi doldurmak
- kalbini eritmek
- kalbi ferahlanmak
- kalbi ferahlandı
- kalbine girmek
- kalbine göre
- Allah kalbine göre verdi
- kalbe işlemek
- kalp kalbe karşı
- kalbi kararmak
- kalbini kazanmak
- kalbini kırmak
- kalbiyle konuşmak
- kalbini okumak
- kalbi parçalanmak
- kalbi sızlamak
- kalbi yerinden oynamak
- kalbi yırtılmak II1) подде́льный, фальши́выйkalp altın — подде́льное зо́лото
kalp para — фальши́вые де́ньги
2) перен. лжи́выйkalp herifin biri bu — э́то настоя́щий лжец
3) никчёмныйkalp adam — никчёмный челове́к
См. также в других словарях:
kalbi çarpmak — 1) kalbi çok vurmak 2) çok heyecanlanmak 3) yüreği çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği çarpmak — 1) kalbi çarpmak veya çalışmak 2) coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak 3) merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pıt pıt atmak — korku, heyecan vb. bir sebeple kalbi fazla çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük